Kendimiz Kendimizin Engeliyiz | Hakan Bilgin | TEDxBilkent U

Key Concepts

Vücudun işleyişi (body's functioning), toplumların kuruluşu (establishment of societies), iç ve dış sağlık (internal and external health), takımlara ayrılma (division into teams), farklı görüşlerle iletişim (communication with different perspectives), dış mihraklar (external forces), gülümsemenin önemi (importance of smiling), iletişim kurma (establishing communication).

Vücudun İşleyişi ve Toplumların Kuruluşu

Konuşmacı, insan vücudunun karmaşık ve uyumlu işleyişini, her organın farklı bir görevi olmasına rağmen birbirine bağlı olduğunu vurguluyor. Bu durumu, doğadaki dengeye benzetiyor: ağaçların varlığı bulutları, yağmurları, denizleri ve tarımı etkiliyor. Toplumların da benzer bir mantıkla kurulduğunu, farklı yeteneklere ve düşüncelere sahip insanların bir araya gelerek bir bütün oluşturması gerektiğini belirtiyor. Ancak günümüzde bu idealden uzaklaşıldığını, insanların aynılaşmaya çalıştığını ifade ediyor.

• Örnek: Kalbin daha çok çalışıp yazlık alma gibi bir motivasyonu olmaması, her organın sadece kendi işini en iyi şekilde yapmaya odaklanması.

İç ve Dış Sağlığın Bozulması

Konuşmacı, vücudumuzun ve çevremizin sağlığının bozulmasının nedenlerini irdeliyor. Aşırı stres, daha çok kazanma hırsı gibi faktörlerin iç sağlığımızı olumsuz etkilediğini, dere yataklarına binalar yapmak gibi eylemlerin ise dış sağlığımızı bozduğunu söylüyor.

• Örnek: Depremlerde dere yataklarına yapılan binaların yıkılması, daha çok kazanma hırsıyla binaların kat sayısının artırılması.

Değişim ve Farkındalık

Konuşmacı, 57 yaşında olduğunu ve dünyayı değiştirebilme umuduyla bu mesleği yaptığını belirtiyor. Sahneye çıktığında insanları etkileyebileceğini ve hayatlarına dokunabileceğini fark ettiğini, bu nedenle dünyayı güzelleştirmeye çalıştığını ifade ediyor. Herkesin dünyada bir tane olduğunu, bu farkındalığın önemli olduğunu vurguluyor.

• Alıntı: "Sahneye çıktığında yaptığın şeyin doğru olduğunu anlatıp sonra sahneden indiğinde eğer aynısını yaşamazsan bir daha seni kimse alkışlamaz demişti ustamız."

Takımlara Ayrılma ve Yanlış Kabuller

Konuşmacı, insanların farklı takımlara (örneğin, spor takımları) ayrılarak kendilerini iyi hissetmelerini eleştiriyor. Bu durumun, bazı yanlışları doğru olarak kabul etmemize neden olduğunu, örneğin, kendi takımımız kazansın diye açık bir penaltıyı görmezden gelebildiğimizi söylüyor.

• Örnek: Penaltı örneği, Nare'nin köyündeki insanların bir çocuğun ölümüne göz yumması.

Farklı Görüşlerle İletişim Kurmanın Önemi

Konuşmacı, hayatımızda en gıcık olduğumuz, anlaşma ihtimali olmadığını düşündüğümüz insanlarla iletişim kurmanın önemini vurguluyor. Farklı görüşlere sahip insanlarla iletişim kurmanın hayatımızı değiştirebileceğini, çünkü sürekli aynı görüşte olan insanlarla birlikte olmanın gelişmemizi engellediğini belirtiyor.

• Challenge: Yarından itibaren hayatınızda farklı olan birisiyle iletişim kurmaya çalışın.

Dış Mihraklar ve Suçlu Arama

Konuşmacı, başarısızlıklarımızın veya sorunlarımızın sorumluluğunu sürekli dış mihraklara yüklememizi eleştiriyor. Çocukluktan itibaren annelerimizin bizi korumak için masaya vurarak "kötü masa" demesi gibi, hayatımızdaki engelleri suçlamak yerine onları aşmayı öğrenmemiz gerektiğini söylüyor.

• Örnek: Sınıfta kalındığında hocayı, sevgiliden ayrılınca sevgiliyi, maçta kaybedince hakemi suçlamak.

Engeller ve Gelişim

Konuşmacı, hayatımızdaki engellerin bizim için birer merdiven mi, basamak mı yoksa duvar mı olduğunu denemeden bilemeyeceğimizi, ancak onları sürekli suçlarsak gelişemeyeceğimizi ifade ediyor.

Kendimizin Engeli Olmak

Konuşmacı, bazen dış etkenleri suçlamak yerine kendimizin kendi gelişimimizin önündeki engel olduğunu fark etmemiz gerektiğini belirtiyor.

• Örnek: Vosos araba kazası örneği, konuşmacının o kazada korkmaması ve "Biz bu filmin başrol oyuncularıyız, bize bir şey olmaz" demesi.

Gülümsemenin ve İletişimin Önemi

Konuşmacı, gülümsemenin insanın imzası gibi olduğunu, her gülümsemenin farklı ve özel olduğunu vurguluyor. Gülümsemeyi kaybettiğimizde iletişimin de zorlaştığını, kimsenin kimseye gülümsemediği bir ortamda konuşma hamlesinin yapılamadığını belirtiyor.

• Alıntı: "Gülümsemek insanın imzası gibidir. Hepsi farklıdır ama çok özeldi."

Apo'nun Hikayesi

Konuşmacı, ortaokul yıllarında Kabataş Erkek Lisesi'ni kazanan ve yakışıklılığıyla ünlü olan arkadaşı Apo'nun hikayesini anlatıyor. Apo'nun İstanbul'da kimsenin ilgisini çekmemesi, ancak sınıftaki sürekli gülümseyen ve espri yapan bir çocuğun herkesin ilgisini çekmesi, konuşmacının gülümsemenin ve iletişimin önemini anlamasını sağlıyor.

Synthesis/Conclusion

Konuşmacı, bireysel ve toplumsal olarak daha sağlıklı ve gelişmiş bir yaşam sürmek için iç ve dış sağlığımıza dikkat etmemiz, farklı görüşlere açık olmamız, sürekli dış mihrakları suçlamak yerine kendi sorumluluğumuzu almamız, engelleri aşmayı öğrenmemiz ve gülümsemeyi unutmamamız gerektiğini vurguluyor. İletişim kurmanın, özellikle farklı görüşlere sahip insanlarla iletişim kurmanın, kişisel ve toplumsal gelişim için kritik öneme sahip olduğunu belirtiyor.